O torna ve tahakkümde
kimliğini sırla yoğurmak en nihayetinde insanı ideolojinin hamisi yapabilir. Kusturica tam da bu kategoride san'at mağduru. Mağdur diyorum, san'atı ironik
olarak colin mcrea'nin en reaksiyoner pilot olarak yarış arabasına hükmetmesine
benzemektedir. Aydınlanma çağı ve fransız ihtilâlinden sonra milliyetçilik tavan
yaparken en milliyetçi milletlerden biri de hiç kuşkusuz sırplar olmuştur. Bu
coğrafyada talihsiz bir kişi olarak kusturica doğar, sonrası iyi filmler, mülhem
san'atta orwellvari bayrak taşımalar; yâni, hayatın, hayâllerin ve gerçeğin ironiyle
hemderd olması..
Çingeneler Zamanı, Arizona Dream, Underground,
crna macka
beli macor;

Hayatı sıradanlaştırır aslında. Hayat sıradan değildir; lakin /( lakin dedim n'oldu) toplumlara dayatılan sıradan olup, mutsuz olun düsturu.. İnsanlar mutlu da olabilir. Bu elitist manyakların niye zoruna gidiyor ki :) benim gözümde ( gözümü seveyim) böyle bir filmdir çingeneler zamanı. vur patlasın anasını....
Arizona
dream, Underground, crna macka beli macor ise tutkaldır. Dosto'nun ve kazai'nin
ilk eserlerinin üzerine bir şey katmaları gibi. Yine halk, yine suyu arayan
suriye ( buraya gülücük gelecek) Yine, gizli yapılanmalar ( buraya hem ironi, hem de gülücek gelecek ) çağrışım olarak
efenim... ( buraya daha gelen olmadı) boyle'u hatırladık di mi ? welles'i, olabilir mi ? çaktırmadan
sustalılıyla adam deşmek gibi.
Yoldaşlarım, kusturica iyi bir
yönetmendir. kuşkum yok... benim canımı sıkan nokta; kemalist insanları
andırmasıdır. Tabii üst düzey cumhuriyet san'atçılarını ( vardır mutlaka ) :)
Kimliğini
reddederken, başka muhitten insanları müdafaa ederek, bosnalıları hiç
hatırlamaz.
sanki Kusturica'nın umrunda da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder