16 Temmuz 2012 Pazartesi

Kahvehâne kültürünün tekâmülü

Ülkemizdeki beyin fırtınasından dolayı,  - nazar değmesin - her gün siyasî bir kuram oluşturuyor, yeni bir çözüm yolu buluyor, yeni bir ülke kurup, yine bir ülke deviriyor, kahvehâne kültürünü gazetelerde, sosyal medya denilen soyut platformlarda bi'güzel yaşatıyoruz. İşin dedi-kodu boyutu ve asparagas yanıysa kahvehâne kültürünün geldiği son nokta. Türkiye'de yapılan gazeteciliğin / habercilik anlayışının ( siyasî haberciliği kastediyorum ) kulaktan dolma ve sahaya inmeden yapılan  " Şu öyle demiş " gıybetinden  ve " böyle takım mı olur " Hikmet Karaman'cılığından fazla da farkı yok. Siyasî olarak vasatın vasatı olan bir ülkede, halka doğru bilgiyi vermek ve siyasetçileri de konformizmden uzaklaştırmakla yükümlü olan insanların, bazen siyasîlerle olan yakın ilişkileri ( gerçi bunu patronları istiyor ), bazen de üşengeçliklerinden dolayı, işi habercilik olmayan insanların da yapabildiği ' bu böyledir ' kolaycılığına kaçmaları, aslında siyasetle haşır neşir olduğu varsayılan insanlar meydana getirmiyor, aksine apolitize olmuş ama bunun farkında olmayan insanlar topluluğu hâline gelmemize yardımcı oluyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder