26 Haziran 2012 Salı

Bir Ayrılık (codayi-i nadir ez simin )


 " sinemada iranlı bir film oynuyordu, salonlar gördü 
'bir ayrılık' tahran'da geçiyordu, tahran gördü "  -   Selim Özban.

Not : Selim kardeşim için yazılmıştır;   

filmin analojisine geçmeden önce, ortalama olarak şunları söyleyerek başlayabilirim ;  
bazı filmler vardır, gerçeğe işâret ederken muhatabları o gerçeğin dışında olabilir. bu film gibi. 
hayatta gûya figüran olan insanların, hayat hikâyeleri çok cezbedici olabiliyor değil mi ? 
hani, bazıları tarafından  burun kıvırılan, dışardan empati goygoyculuğuna teşne yapılan insanları sanat olarak izlemek çok kolay, evet.  iki saat boyunca ( ben dâhil ) bir kadının / erkeğin dramına şâhit olmak, üzerimizden büyük bir yükü alıyor. İki saat boyunca hayâl perdesinde kendimizi o erkeğin / kadının yerine koyuyor, bu coğrafyaya ait acılara ( bazen yönetmenler batıya şirin gözükmek için, abarta biliyorlar ) Bir Ayrılık filminde olduğu gibi ortak oluyoruz. ( yersek ) 

Filmdeki ana karakterlerin ( nadir - simin )'in mağarada oyalanan zincirli esirler olduğunu ( simulacra ) anlamak çok da zor değil; birisi ışığı görünce, diğeri karanlıkta kalıyor. diğeri ışığı görünce, bu sefer öbürü karanlıkta kalıyor. ama, adâlet her zaman ışığı görenler üzerine işletiliyor. adîl olmak, biraz da kişinin nereden baktığıyla doğru orantalı bir şey, ama sadece belli olaylarda. bazen, hayat bizi belli şeylere mecbur bırakıyor. bu mecburiyet karşısında, hemen bir suçlu aramaksa, işin ne yazık ki kolay kısmı. Kadın karakterin ( simin ) mecburiyeti de, mücrim olmanın aslında çok basit bir  olgu olduğunun kanıtı niteliğinde. ortada bir suçlu ararken çok rahat davranabiliyoruz; ama mecburiyet nerede kaldı ? bu film, iran'daki sistem eleştirisinden ziyâde, ( ki genel itibâriyle, sistem eleştirisi yapılmıyor ) özgürlük mefhumunu anlatan ve insan mecburiyetinin simgesi olarak, kaçış niteliği taşıyan, sorgulanmamış acıların hududunun ne olduğunu anlatan, güzel bir film. 

- benim güzel bir film demem, hiçbir şey ifâde etmez. -  

fİlmin bana göre en önemli yanıysa, sadeliğin yapmacıklığa ve  gösterişe her zaman galebe çalacağını bir kez daha  göstermesi oldu.  

asghar farhadi'nin son yıllarda yapılan en güzel filmlerden birine imza atmasındaki en önemli neden de, bana göre sadeliği  gösterişe tercih etmesidir.  

not 2 : filmin eleştirilecek yanları elbette var, ama yönetmen kafasından geçenleri filme olduğu gibi yansıttığından, bize söyleyecek söz düşmüyor. 

not 3: filmler kişiler için bazen özdeşleşiyor ya, selim için de öyleydi. bana kalırsa, özdeşleşmemeli............................................................................  ............................. ama özdeşleşiyor işte, elimizde değil.. 






1 yorum:

  1. google aradım başlığı direk bu site çıktı 1 saat önce yayınlamışssınız tesadüftür dedim geçtim.

    YanıtlaSil