1 Haziran 2012 Cuma

Erkan Oğur



gamın yükü de oluyor ya, ona...

erkan oğur'un yorumu anka kuşuna benziyor ki, dinledikçe küllerinden yeniden doğuluyor. bu bilinen bir şey..

aslolansa, erkan oğur'un yorumuyla hatırlanan gamın, yâni hüznün, insanın içişlerine olan katkısı.

Günümüzde bütün sahalarda olduğu gibi, matem (gam ) alanında da müthiş bir kapasitesizlik mevcuttur. bu böyle değil, diyenler için de yine müthiş bir mülksüzleşme söz konusudur.

kimi psikanalizciler psyche'i iki şık arasında değerlendirmişlerdir;

1-) agnoisse, angst, angwish veya boğuntu, yürek sıkışması .

2-) gam..

birincisi, insanın matem özelliğini yitirdiğinde ortaya çıkan, ben ne hâldeyim, nerelere gideyim, hayatım orjinal mi ? bataklığına saplanmasıdır ki, sonu iflah olmaz ergen romantizmidir. İleriki yaşlarda da tezahür ederse, insanı mal derecesine indirir. indirir indirmesine ama  boş işler sorumlusu olduğunu bilmeden, aslolan gamı( hüznü ) ıskalayan insanlar, dünyaya karşı savaş hâlinde oldukları avuntusuyla hayatlarını mahvederler.

ikincisi, erişilmesi zor olan bir hüviyettir. gerekli olan gamın dışına çıkılması, en nihayetinde depresyona kadar gideceğinden, denge unsuru olarak gamın umutla olan paralel ilişkisi de göz önünde bulundurulmalı.

erkan oğur da, türkülerin kahir ekseriyetle yakaladığı gam bilincinin zamanımızdaki , belki de en değişik temsilcisidir.


1 yorum:

  1. "gamdan dağlar kurmalıyım
    kayaları kelimeler olan
    kırk ikindi saymalıyım
    kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma
    saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından
    baştan ayağa ıslanmalıyım
    gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım" demiş şair, üzerine sadece şunu ekleyeceğim:

    metaneti ben yüklenirim, sizi niye güldürmesin yükümün şakası?

    YanıtlaSil