4 Haziran 2012 Pazartesi

krzysztof kieslowski


kieslowski, sinemanın pozitivist sosyolojiye bağımlı yönetmenleri arasında, ' kader ' tahtına binip tebaasını dürten bir yönetmen olmasının dışında, bir dostun dediği gibi, ' insanın kafasında soru işaretleri bırakmayı âdet edinen ' yönetmenlerin bana göre biraz ötesindedir. bana göre olduğu için kimse dikkate almayabilir, sinema da zâten hayâlin yorumudur. Bağımsız sinema dediğimiz alanda, dehlizler imgeden daha fazla yer aldığı için, - hele ki, bu yoruma dayalı bir sinemayı kapsıyorsa - herkesin nalıncı keseri kendinde olup, istediği gibi yontma hakkına haizdir.

kieslowski'nin ünlü renk üçlemesindeki ' kader ' ritüeli, insanın zihninde yer alan bilmeceler patikasının en sınırsız izdüşümüdür. Bazen insanlar - fazla da olabilirler - yollarının bir ormana düşmesini, modern hayattan azad olmuş yerlere gitmeyi arzu ederler. Fransızlar buna ' pré secret ' demeyi uygun görmüşlerdir. kieslowski, pré secret mefhumunun, herkesin cenneti kendine yerindedir. öyle sır bir konu da değil; bu cennetten murad, sınırları olan cennettir. ve herkesin cenneti belki de hayâl âleminin sınırları kadardır.

three colors blue/red/white filmleri, recoins ımprévus  - beklenmedik yerler, ya da bilinmedik yüzler- arenasında, 'sizi mutlaka bir kader bekleyecektir' belirginliğinin vücud bulmuş hâlidir.

aşağı yukarı aynı olan toplumlardaki zevk bağnazlığı, popüler kültürün ittirmesiyle bir şeyleri rayından saptırıyor.

naif olmaksa, bu bağnazlığın en zorlu tarafı. kieslowski ve bunun gibi yönetmenlerin sanat denilen devasa ve herkesin başka başka zevklerinin olabileceği bir alanda, aristokrasi diyebileceğimiz anlamsız tekelden berî filmler yapabilmesi çok zor olan bir şeydi; sanatı burjuva müptezelliğinden kurtarmak öyle kolay bir şey de değil aslında. - burjuva derken, zihin genişlemisini güçle ( bu genel itibariyle paradır ) elde edeceğini sananları kastediyorum.- kieslowski, tüm zorluklara rağmen, bu tekinsiz ve gösteriş budalası ormanda ağaç olmayı başarabilmiştir.

lacan 'ın önemli bir sözü, kieslowski'nin özeti olabilir : ' je suis loin de l'ideologie '; yani, ben ideolojiden uzağım. kieslowski'nin ideolojik bir derdi olduğunu haddinden fazla dillendirenler varsa, lacanvari bir ideolojisi olduğu şerhini düşebiliriz.

bu konuyu daha da uzatabiliriz ama benim işim var ve kieslowski bana göre ( bana göre, çok etkili bir silahtır ) sinemaya ilgi duyanların atlamaması gereken bir yönetmendir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder