İnsanın zorumluluklardan / moderniteden muaf olması, bazı şeylerin keşfine sebep olabilir yalnışlığı, en sonunda hiçbir insanı umursamamak şeklinde tezahür edebiliyor. bazı zorumluluklardan muaf olmak, insanın kendi keşfini - hazırcılığa konarak -, başka insanlardan/ devletten / toplumlardan bekleme kolaycılığını beraberinde getiriyor.
peki, sen n'aptın at kafası ?
bugünkü amaçsız delilikten herkes rahatsız, ama sen ( yönetmen ) başka türlü bir yapımcılık ideolojisiyle, gayret etmenin yerini, yenilmişlik konformistliğiyle kapatmaya çalışırsan ve bu bir ' üst sınıf 'a ( diğer insanlar yanlış
yapıyor, biz hayatın sırrını çözdük / ama mutsuzuz ) sebep oluyorsa, asıl amaçtan ne yazık ki çıkmış oluyorsun.
eutopie - güzel yer - paradoksu, filmdeki kadın karakterin hayatla olan mücadelesinde kullandığı bir metafor. güzel bir yer olmalı, ama nerede ?
içinde... ( yok lan, espri değil, yok lan düşündüm de, espriymiş )
eutopie, bazı normlardan uzak kalarak, chaosmose'den sonra - kaos geçişimi - zevk tasarrufu panayırına geçiş olarak nitelenebilir.
işte kadın karakterin ( adını unuttum ) güzel bir yer var ama ben giderim ya da gitmem, kime ne ? güdüsü, filmin sinematografik olarak ve anlatış güzelliği dışındaki anlattığımız noksanlıklarının tercümesi.
sözü uzatmadan, izleyin ama izlemekle de çok şey kazanmazsınız. veyahut, izleyin. o kadar dandik filmin arasında yine de güzel ve izlenebilecek bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder