16 Şubat 2012 Perşembe

Emir Kusturica

 Bir toplum düşünün, manavda muzun tahakkümü altında unutulan meyveler gibi bazı insanlar unutulsun, bir tahakküm tahayyül edin, eğitim tornasında ve resmi ideoloji altında, değersiz bilgilerin değerli bilgilerin önüne geçtiği bir ortamda, bir insan kimliğini unutarak kendini sırp gibi hissetsin. Türkiye gibi değil mi ? Doğu Almanya, Amerika ve Küba gibi ha *?
 
O torna ve tahakkümde kimliğini sırla yoğurmak en nihayetinde insanı ideolojinin hamisi yapabilir. Kusturica tam da bu kategoride san'at mağduru. Mağdur diyorum, san'atı ironik olarak colin mcrea'nin en reaksiyoner pilot olarak yarış arabasına hükmetmesine benzemektedir. Aydınlanma çağı ve fransız ihtilâlinden sonra milliyetçilik tavan yaparken en milliyetçi milletlerden biri de hiç kuşkusuz sırplar olmuştur. Bu coğrafyada talihsiz bir kişi olarak kusturica doğar, sonrası iyi filmler, mülhem san'atta orwellvari bayrak taşımalar; yâni, hayatın, hayâllerin ve gerçeğin ironiyle hemderd olması..

Çingeneler Zamanı, Arizona Dream, Underground,  
crna macka beli macor;   

Çingeneler zamanı, nasreddin hoca'nın mugalataya karşı sarkastik olmayan ama vurucu hikâyelerine benzer. İşin içinde halk vardır. Atasözü gibidir. Ama, avamın havas olduğu sanılan insanlara karşı dozajı sağlam bir filmidir. Avam kokar ama avam değil, san'attır. gerçek san'at. Tolstoy'u hatırladınız değil mi ? Tolstoy'un eserlerindeki naiflik ve halkı anlatan ama zülfikar gibi keskin cevapları, arayışları, kusturica sinemasına az da olsa benzemektedir. Karakterler  sıradandır, umutları kocaman. Aykut kocaman gibi yâni. 

Hayatı sıradanlaştırır aslında. Hayat sıradan değildir; lakin /( lakin dedim n'oldu) toplumlara dayatılan sıradan olup, mutsuz olun düsturu.. İnsanlar mutlu da olabilir. Bu elitist manyakların niye zoruna gidiyor ki :) benim gözümde ( gözümü seveyim) böyle bir filmdir çingeneler zamanı. vur patlasın anasını....  
Arizona dream, Underground, crna macka beli macor ise tutkaldır. Dosto'nun ve kazai'nin ilk eserlerinin üzerine bir şey katmaları gibi. Yine halk, yine suyu arayan suriye ( buraya gülücük gelecek) Yine, gizli yapılanmalar  ( buraya hem ironi, hem de gülücek gelecek ) çağrışım olarak efenim... ( buraya daha gelen olmadı)  boyle'u hatırladık di mi ? welles'i, olabilir mi ? çaktırmadan sustalılıyla adam deşmek gibi.    

Yoldaşlarım, kusturica iyi bir yönetmendir. kuşkum yok... benim canımı sıkan nokta; kemalist insanları andırmasıdır. Tabii üst düzey cumhuriyet san'atçılarını ( vardır mutlaka ) :) 
Kimliğini  reddederken, başka muhitten insanları müdafaa ederek, bosnalıları hiç hatırlamaz. 
  
sanki Kusturica'nın umrunda da...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder